Başarılı girişimcilerdeki odaklama keskinliği ile yaratıcılık gayreti arasındaki ilişkiyi şöyle bir düşünün. Her ikisi de gerekli ancak teker teker yetersiz özelliklerdir. Birarada bulunmaları tek bir kişide değilse bile aynı firmada ve özelliklerinin kesişmesi ortak çalışma ile garanti altına alınmış durumlarda yararlı olabilecek bu özellikler tek tek bulunurlarsa ne olur peki?
Odaklanmış enerji ya da gayret bir disiplin şeklinden başka bir şey değildir. Sizi hedefe taşıyabilir ancak arkasında önemli büyüklükte kâr ve zaman kazancını gözardı edebilir. Zaten yaratıcılık düşünülmemiş yollardan kazanç sağlama sistematiği değil ise, genelde fıkra ya da karikatür konusu olmaktan öte gidebilir mi?
Ya dürtüsüz, çabasız yaratıcılığa ne demeli? Bu işi kendine yaşam şekli edinen insanın Sinoplu Diyojen olma lüksü ve hakkı genelde doğuştan elinden alınmıştır.
Bu arada yaratıcı ile mucit aynı sözcükler olmadığı gibi benzer insanları da tam anlamı ile kapsamazlar. Mucit olmayanı ortaya çıkartan insan, yaratıcı ise olanı daha etkin, kârlı, albenili, çabuk ve kolay yapabilen insandır. Blucin imal eden fabrikada az sarfiyatlı ampul icat etmenin o fabrika için yaratıcılık ile uzaktan yakından ilgisi bulunmamaktadır elbet.
Peki, disiplinli insanlar yaratıcı mıdırlar? Hep şunu söyledik: Yaratıcılık farklı düşünebilme sanatıdır. Farklı düşünebilme ise disiplin ile çoğu zaman çatışma halindedir. İş disiplinleri yüksek insanlar genelde yaratıcılığı başlatan fikirleri boş, saçma ve zaman kaybı olarak nitelerler. İşte bu noktada görev girişimciye düşmektedir. Yaratıcı fikrin ufkunu açacak, yaratıcı olmayan ve hakikaten boş ve saçma fikirleri elemine edecek ve yaratıcılara gayreti sağlayacak maddi ve manevi olanakları sağlayacak olan girişimcinin ta kendisidir.
Diyeceksiniz ki; nerede bu denli doğru kararları verip seçimi yapabilecek girişimci bolluğu. Doğru dersiniz. Hiçbir girişimci tüm kararlarını doğru veremez. Girişimciyi başarılı yapan sadece bu kararlarda sağlayabileceği belki yüzde 10 belki de yüzde 15 düzeyindeki haklılık yüzdesinden başka bir şey değildir. Kimseden su üzerinde yürürken üç topu ellerinde havaya atıp çevirmesini ve aynı anda da gelecek haftaki döviz kurlarını tahmin etmesini beklemeyin. Sadece döviz kurlarında yüzde 55 derecede başarılı olsun yeter de artar bile.
Şunu da özenle ayırın. İyi bir girişimci ile iyi bir iş adamı aynı türden yaratıklar olmak zorunda değildir. Yönetebilmek başka şeydir, yenileştirebilmek ise bambaşka bir şey. Yenileştirebilmek ya da yaratabilmek için beyniniz yeterli değildir, aynı zamanda ateşi de avuçlarınızda tutmanız gerekir. İyi yöneticilik ise beyninizi maksimum kullanarak riskleri hep başkasının sırtına yüklemeniz demektir.
Bugün firmalarda çoğu zaman kârdan pay, hisse senedi sahibi olmasına izin vermek ve hatta doğrudan ortak etmek yöntemleri ile firmalar bünyelerinde bulunmayan yaratıcı ve yenileştirici ruhları içlerine dahil etmektedirler. Bundan önce ise sadece yüksek ücretler, transfer paraları ve primler konulurdu insanların önüne.
Yani artık taş önünüze konuldu. Ya üstüne el koyup taşı cilalayacaksınız ya altına el koyup biraz daha öteye taşıyacaksınız. Unutmayın, taş taşırken hem eliniz acıyacak hem de taşı taşıdığınız zemin yıpranacaktır. İşte bu işlemin oluşumuna kısaca biz organizasyonel travma oluşumu diyoruz.
Ve bu işlem can acıtmadan olmuyor.
Haftaya: Hadi kendinizi test edin!